dün akşam ikisi de pencerede beni bekliyorlardı.şaşırdım,çok sevindim,mutlu oldum ...pencerede beklenmek,senin yolunu gözleyen birilerinin olması hoş tabii..:)
içeriye girdim, çılgınlar gibi koşuşturuyorlar, bir enerjileri var ki anlatılamaz,yaşandığında öğrenilir herhalde:) neyse bakıcımızı uğurladık, biz oyunlar oynadık ve doğamın iyice uykusu geldi,odamıza gittik ki doğa uyusun. ırmak da peşimizden geldi herzamanki gibi. yanında da alimiz.ali bazen ayşe de olabiliyor ya da aklımıza ne gelirse :) ama bebeğimiz dün akşam aliydi.ırmak öyle tercih etmiş.o da yatağına oturdu,ben nasıl doğayı uyutuyorsam aynısını tekrarlıyoruz.ancak dün akşam aliyi ayağında uyutmayı tercih etti ırmak ve minik olan yastıkalarından birini ayağına koydu, güzelce bebeğinin üzerini örtü,ben doğa'yı beslerken o da ali'yi besledi,kaşıkla..doğam neredeyse uyudu derken benim aklıma dolaptaki salata geldi.nerden geldiyse :)
kısık sesle;
-annecim babana söyler misin salatayı dolaptan çıkartsın, ben kalkamıyorum.kalkarsam doğa uyanacak..hı?
-oomaz anne, gülütü olaa, ali uyanııı,
-uyanmaz annecim,sen kapıyı tıklat baban açar kapıyı sana,
-hayıı annecim ya, oomaz,ali uyanııı,
-annecim ben kalkamıyorum, bak doğa neredeyse uyudu, şimdi kalkarsam uyanacak,sonra tekrar uyutmaya çalışacağız, hadi güzelim benim, tatlı kızım benim,sen git kapıyı tıklat da babana söyle sonra bak salata soğuk olduğu için yiyemiyeceksin..
bu arada yatak odasının kapısına yakın ve sırtı bana dönük, el havada..
-anne ben sana ne diyeyim, ne diyeyim ben sana....demez mi!
gülsem gülemiyorum,kızsam bu sefer iyice inatlaşacak..
-tamam o zaman annecim,soğuk yiyemeyeceğine göre, salata boşver dolapta kalsın,sen de yemezsin olur biter,dediğimde içeriye bir yönelişi var,koşa koşa gitti, kapıyı çaldı,babası geldi açtı kapıyı,kapı kolu çok sert olduğu için açamıyor kendisi maalesef..
-baba,salatayı dolaptan sıkatıısın mı?
-çıkartıım ben,
-tamaam o zaman, anneme söyliyeyim,diyerek yeniden içeriye koşarak geldi.babası oyalamaya çalıştı ama kandıramadı.
-anne,babam sıkaatmış salatayı..sen doğayı yatıısana aatık,yemek yiyelim...
-hemen geliyorum annecim,çok ses yapmayalım da doğa da ali de uyanmasın tamam mı annecim...dedim...
aliye tekrar baktı,geldi doğayı sevdi,okşadı,
-ayyy, ne güsel uyuyooo,ayyy benim doğam,ayy güzelim benim, dedi...
bu fasıl da bittikten sonra doğa yı yatağına yatırıp içeriye geçtik...
gülen gözlerle..
-anne,yemek yesek aatık...
-çok mu acıktın annecim?
-ben salata yiiyiim,
-istersen bana masayı kurmaya yardımcı ol,ya da sen nasıl istersen,sen bilirsin,
-olaaaa, ben kaşıklarıı,çatallaıı,tabaklaaaıı getieyim dedi ve baktım mutfakta çatalları çıkartmaya çalışıyor.neyse masayı birlikte kurduk,ama yemek yemedi tabii,sadece salata ile yetindi.salatasını bitirince de,
-annecim, ben keyf yapmak istiyoom,beni ayağa koyasın mı?
-olur annecim,sen nasıl istersen,dedim ve elimizi yüzümüzü temizledikten sonra da bir iki dakikada uyudu zaten..
ama anne ben sana ne diyeyim, dediğini hiç unutmam herhalde.nereden duydu?nasıl bunları kurguladı ve tam yerinde kullandı,şaşırdım kaldım...
geçen gün de sandalyesinin üzerine bakıcımız oyuncak bebeklerini koymuş,ırmak bir türlü bebeklerden sandalyeye ulaşamıyor,
-ay annene ay, koymussun buaaya bunları, offf offf , diye söyleniyordu...
güldük tabii..verdiği tepkiler, "acaba"yı "çünkü"yü cümle içinde kullanması hala beni şaşırtıyor,o konuştuğunda ki uyuduğu zamanlar dışında bu hiç olanaklı değil,susması yani, ben öylece kalakalıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder