inanılır gibi değiller.bir aydır aralıklarla ateş,kusma,ateş,kusma çemberinden çıkamadık.daraldık.
ama onlar çok acayip. kusuyorlar,ağlıorlar,azıcık ateşleri düşünde oyun kuruyorlar.
iyi ki de öyle yapıyorlar:)
yoksa cidden bu kadar yıpratıcı süreç nasıl atlatılabilirdi ki..
şimdi doğam bana cd.lerden sandwich yapmış veriyor.
ırmak kendi dünyasında.
ben de tekbaşıma 'biz' olarak buralardayım.içsesimin destek vermesi mutlandırıyor beni-bizi:)
ırmak
14 Şubat 2011 Pazartesi
15 Kasım 2010 Pazartesi
zaten yeni sustum anne! beni yeniden ağlatmaaaa!
bu sözler doğa kuzusuna ait.
doğa tam bir kuzucuk.tatlı cadı olanlardan ama.
ağzı oval olarak açıldı mı var ya nasıl susturacağımızı bilemiyoruz.katılıp kalıyor.
geçen gün babası bişi için kızmış da o da ağlamış.konu nedir hatırlamıyorum.ama neler olabileceğini biliyorum.ya kırmızı rugan terliklerini tıkıt tıkır parkede dolaymıştır, ya parmaklarını ağzına sokmuştur,ya bisikletle halının dışına çıkmıştır,öyle işte..kızmıştır babası ..
neyse onun ardından da ben de bşişi dedim ama öyle ağlatacak kızdıracak onu üzecek bişi değildi.
ama verdiği yanıt çok içime oturdu.hem oturdu hem güldük:)
çok cadı yaaa...inanılır gibi değil..
doğa tam bir kuzucuk.tatlı cadı olanlardan ama.
ağzı oval olarak açıldı mı var ya nasıl susturacağımızı bilemiyoruz.katılıp kalıyor.
geçen gün babası bişi için kızmış da o da ağlamış.konu nedir hatırlamıyorum.ama neler olabileceğini biliyorum.ya kırmızı rugan terliklerini tıkıt tıkır parkede dolaymıştır, ya parmaklarını ağzına sokmuştur,ya bisikletle halının dışına çıkmıştır,öyle işte..kızmıştır babası ..
neyse onun ardından da ben de bşişi dedim ama öyle ağlatacak kızdıracak onu üzecek bişi değildi.
ama verdiği yanıt çok içime oturdu.hem oturdu hem güldük:)
çok cadı yaaa...inanılır gibi değil..
16 Haziran 2010 Çarşamba
çok güldük annecim biz bugün okulda!!!!
nereden çıktı,konu nasıl açıldı,dün akşam, hatırlıyordum,şimdi ise hatırlıyamıyorum...
ırmakçım anlatmaya başladı;
-annecim,biz bugün çok güldük
-ne güzel işte..gülün annecim,ne oldu ki?ne siz bu kadar güldürdü?
-egecan sürekli pipisini gösterdi:) :) :)
-ee olsun,dşyebildim önce..gülerek elbette..
-annecim hiç durmadan (bu arada egecan pipisini nasıl gösterdi,onu taklit ediyor)
gösterdi ama..
-sadece sana mı gösterdi?öğretmeniniz nerdeydi?
-öğretmenimiz telefonla konuşuyordu,dışardaydı.
sadece bana diiil annecim,bütün hepimize..aaaa bu kadar da olmaz ki canım,dedi.
-ben de ciddiye almayın,gülmezseniz bir daha yapmaz,dedim ama şaşırmadım da değil.
egecan.ın pipisi...hay allahım!!komik şu çocuklar yahu:)
ırmakçım anlatmaya başladı;
-annecim,biz bugün çok güldük
-ne güzel işte..gülün annecim,ne oldu ki?ne siz bu kadar güldürdü?
-egecan sürekli pipisini gösterdi:) :) :)
-ee olsun,dşyebildim önce..gülerek elbette..
-annecim hiç durmadan (bu arada egecan pipisini nasıl gösterdi,onu taklit ediyor)
gösterdi ama..
-sadece sana mı gösterdi?öğretmeniniz nerdeydi?
-öğretmenimiz telefonla konuşuyordu,dışardaydı.
sadece bana diiil annecim,bütün hepimize..aaaa bu kadar da olmaz ki canım,dedi.
-ben de ciddiye almayın,gülmezseniz bir daha yapmaz,dedim ama şaşırmadım da değil.
egecan.ın pipisi...hay allahım!!komik şu çocuklar yahu:)
3 Haziran 2010 Perşembe
bize kim bakacak, o zaman?
dün akşam, öylesine, onları bilgilendirmek için dedim ki;
annecim ben yarın akşam mesaiye kalacağım için geç geleceğim.Endişelenmeyin, olur mu?
Doğa:
bize kim bakacak o zaman?, dedi..
babası döndü ve ee her zaman anneannenizden (bakıcımız) sonra ben bakmıyor muyum babacım size?
yine ben bakacağım,dedi.
üzüldüm.3 yaşındaki çocuğumun düşüncesini bu kadar güzel ifade etmesine sevinmekle birlikte endişelendirdiğim için onu üzüldüm..
yazmaya yetiştiremiyorum..o kadar enterasan cümleler kuruyorlar ki...
geçenlerde ırmak,yuvada oyun oynadığı arkadaşı batu.yu anlatıyor ve aslında ona aşık..
-anne ben batu ile evlenmeyeceğim?
-neden? ne oldu? başkasına mı aşık oldun?,dedim.
-yok batu zeynep aydın.a aşık olmuş..
-eee üzüldün mü?
-hayır, üzülmedim de dedim ki batu.ya hem benimle evcilik oynuyosun? hem de evlenmiycem,diyosun.dedim anne!
(kızgın kızgın sert bir ses tonuyla ve çok ciddi konuşuyor.ben gülmemek için kendimi zor tutuyorum)
--eee
--ben de arda.yla şimdi evcilik oynuyorum,o bana aşık.benimle evlenecekmiş:) :) :)
-sen ne düşünüyorsun?
-bilmiyorum:) :) diyor, kıkırdayarak:)
---
--biz okulda evcilik oynuyoruz anne,
--nasıl bir oyun o ırmakçım?
--ben anne oluyorum..
--eeeee????
--batu.da baba..
--eeee???
--öyle işte, diyor.
ben ve eşim göz göze geliyoruz.
eşim, hımm dövecek bir aday daha çıktı...diye fısıldıyor kulağıma kıskanarak,gülerek ve sonra,
--kızım siz başka oyunlar oynasanız, meselaaa legolarla filan oynasanız, nasıl olur?nasıl fikir? diyor da dinleyen mi var..
--yok yok baba, evcilik çok zevkli,diyor, bacaksız!
ölüyoruz gülmekten:)
annecim ben yarın akşam mesaiye kalacağım için geç geleceğim.Endişelenmeyin, olur mu?
Doğa:
bize kim bakacak o zaman?, dedi..
babası döndü ve ee her zaman anneannenizden (bakıcımız) sonra ben bakmıyor muyum babacım size?
yine ben bakacağım,dedi.
üzüldüm.3 yaşındaki çocuğumun düşüncesini bu kadar güzel ifade etmesine sevinmekle birlikte endişelendirdiğim için onu üzüldüm..
yazmaya yetiştiremiyorum..o kadar enterasan cümleler kuruyorlar ki...
geçenlerde ırmak,yuvada oyun oynadığı arkadaşı batu.yu anlatıyor ve aslında ona aşık..
-anne ben batu ile evlenmeyeceğim?
-neden? ne oldu? başkasına mı aşık oldun?,dedim.
-yok batu zeynep aydın.a aşık olmuş..
-eee üzüldün mü?
-hayır, üzülmedim de dedim ki batu.ya hem benimle evcilik oynuyosun? hem de evlenmiycem,diyosun.dedim anne!
(kızgın kızgın sert bir ses tonuyla ve çok ciddi konuşuyor.ben gülmemek için kendimi zor tutuyorum)
--eee
--ben de arda.yla şimdi evcilik oynuyorum,o bana aşık.benimle evlenecekmiş:) :) :)
-sen ne düşünüyorsun?
-bilmiyorum:) :) diyor, kıkırdayarak:)
---
--biz okulda evcilik oynuyoruz anne,
--nasıl bir oyun o ırmakçım?
--ben anne oluyorum..
--eeeee????
--batu.da baba..
--eeee???
--öyle işte, diyor.
ben ve eşim göz göze geliyoruz.
eşim, hımm dövecek bir aday daha çıktı...diye fısıldıyor kulağıma kıskanarak,gülerek ve sonra,
--kızım siz başka oyunlar oynasanız, meselaaa legolarla filan oynasanız, nasıl olur?nasıl fikir? diyor da dinleyen mi var..
--yok yok baba, evcilik çok zevkli,diyor, bacaksız!
ölüyoruz gülmekten:)
6 Mayıs 2010 Perşembe
bu sabahların bir anlamı olmalı! 6 mayıs 72!
sabaha karşı uyandığımda bir fincan kahvenin uyku mahmurluğu ile karıştığı,sabah ayazının ise içini ürperten gerçeğine 3 gencecik fidanın katlinin eklenmesi,bunu hissediyor olmak,yaşamın kıyısında gidip gelen bana, omuzlarıma çok ağır geldi!
bunu kendi sayfamda da yazabilirdim elbette!
istedim ki; kızlarım büyüdüklerinde deniz-hüseyin ve yusuf amcalarının, kucaklarında okşanmama nedenlerini öğreniyor olsun!
istedim ki;kızlarım büyüdüklerinde üzerine bastıkları topraklarda evlat yetiştirmenin iğne ile kuyu kazarcasına olduğunu, bir cana kıymanın sa insanca olmadığını bu satırlar onlara miras olarak kaldığında, okuyarak öğrensinler istedim.
annecim,
deniz-hüseyin ve yusuf amcanın kendi çocukları olamadı hiç!izin vermediler!
hiç yenidoğan bir bebekleri olamadı!
kokusuna doyamadıkları sizin gibi mis kokulu bebekleri olamadı!
gece sizin mırıltılarınızı duyarak mutluluktan karı-koca birbirlerini dürtecek evleri,YAŞAMları olamadı! izin vermediler!
siz siz olun bir karıncayı dahi incitmeyin annecim! SAKIN incitmeyin!
bir canlının canına kıymayın.SAKIN!
İNSAN olmayı becerin annecim! İNSAN olmayı!
insana kıyanlar insan olamıyor maalesef annecim.siz siz olun, yeşil yapraklara, ota,böcüğe,kuşa,kendinize sevgiyle,şevkatle yakşlaşın.
Deniz-Hüzeyin-Yusuf amcanızı da hiç ama hiç unutmayın!
olur mu kuzularım.UNUTMAYIN!
bunu kendi sayfamda da yazabilirdim elbette!
istedim ki; kızlarım büyüdüklerinde deniz-hüseyin ve yusuf amcalarının, kucaklarında okşanmama nedenlerini öğreniyor olsun!
istedim ki;kızlarım büyüdüklerinde üzerine bastıkları topraklarda evlat yetiştirmenin iğne ile kuyu kazarcasına olduğunu, bir cana kıymanın sa insanca olmadığını bu satırlar onlara miras olarak kaldığında, okuyarak öğrensinler istedim.
annecim,
deniz-hüseyin ve yusuf amcanın kendi çocukları olamadı hiç!izin vermediler!
hiç yenidoğan bir bebekleri olamadı!
kokusuna doyamadıkları sizin gibi mis kokulu bebekleri olamadı!
gece sizin mırıltılarınızı duyarak mutluluktan karı-koca birbirlerini dürtecek evleri,YAŞAMları olamadı! izin vermediler!
siz siz olun bir karıncayı dahi incitmeyin annecim! SAKIN incitmeyin!
bir canlının canına kıymayın.SAKIN!
İNSAN olmayı becerin annecim! İNSAN olmayı!
insana kıyanlar insan olamıyor maalesef annecim.siz siz olun, yeşil yapraklara, ota,böcüğe,kuşa,kendinize sevgiyle,şevkatle yakşlaşın.
Deniz-Hüzeyin-Yusuf amcanızı da hiç ama hiç unutmayın!
olur mu kuzularım.UNUTMAYIN!
anne ya sen bugün çok komiksin!
çok ama çok güzel ifade ediyorlar kendilerini.
herkonuda hem de..
geçen sabah kıpır kıpır güldürdüm onları.
ev onların güzel kahkahaları, babalarının 'saat daha çok erken, biraz yavaşşş.şişşşştttt!' demesine bile aldırmadan ki hiç aldırmıyorlar, gülerek, kikirkeyerek yataklarından kalktılar.
ne söylediysem ciddiye almadılar!
beni ciddiye almıyorlar sabahları:)
halbuki ben işe yetişme, onları giydirme,yedirme,arabaya bindirme telaşını ciddi ciddi içimde hissediyorum!!!
hep güldüler.ben de güldüm..eğlenerek yuvaya gideceğimizi sanıyordum.yanılmışım.
doğa:
-baba annemin şarkısını açabili misin?, dedi.
ırmak:
-baba benim şarkımı açabili misin?,dedi.
biz şaşırdık.kalakaldık önce!
sonra karşılıklı olarak birbirimizi ikna etmeye çalıştık ama sonuç nafile.
ırmak ağladı.
doğa ağladı.
ben ağlamamak için kendimi zor tuttum.
zira bir türlü ikna olmadılar.
sonuç ne mi?
doğa'nın istediği oldu:)
ben ne şarkıyı anlayabildim..ne de dinleyebildim..üzüldüm tabii..
sonuçta gözyaşları şarkılara karışınca iyi olmuyormuş..
şarkı mı neydi?
buyrun:)
yastığına senin sarılıp kokunla uyumuşum
üstüm açık kalmış üşürken sabah olmuş
"uyan" dedi bir ses "uyan o burada
" uyandım aradım bulamadım
suçum neydi? neden böyle oldu?
bu sabah bir umut var içimde; nasıl olsa geri gelirsin diye her şey yerli yerinde yine bu sabahların bir anlamı olmalı
koltuğuna senin kıvrılıp hayalinle uyumuşum
camlar açık kalmış ürperirken sabah olmuş
"uyan" dedi bir ses "uyan o burada"
bağıra çağıra söylüyorum.çok da seviyorum.
kızlar da söylüyor/du..
o sabah hariç...
herkonuda hem de..
geçen sabah kıpır kıpır güldürdüm onları.
ev onların güzel kahkahaları, babalarının 'saat daha çok erken, biraz yavaşşş.şişşşştttt!' demesine bile aldırmadan ki hiç aldırmıyorlar, gülerek, kikirkeyerek yataklarından kalktılar.
ne söylediysem ciddiye almadılar!
beni ciddiye almıyorlar sabahları:)
halbuki ben işe yetişme, onları giydirme,yedirme,arabaya bindirme telaşını ciddi ciddi içimde hissediyorum!!!
hep güldüler.ben de güldüm..eğlenerek yuvaya gideceğimizi sanıyordum.yanılmışım.
doğa:
-baba annemin şarkısını açabili misin?, dedi.
ırmak:
-baba benim şarkımı açabili misin?,dedi.
biz şaşırdık.kalakaldık önce!
sonra karşılıklı olarak birbirimizi ikna etmeye çalıştık ama sonuç nafile.
ırmak ağladı.
doğa ağladı.
ben ağlamamak için kendimi zor tuttum.
zira bir türlü ikna olmadılar.
sonuç ne mi?
doğa'nın istediği oldu:)
ben ne şarkıyı anlayabildim..ne de dinleyebildim..üzüldüm tabii..
sonuçta gözyaşları şarkılara karışınca iyi olmuyormuş..
şarkı mı neydi?
buyrun:)
yastığına senin sarılıp kokunla uyumuşum
üstüm açık kalmış üşürken sabah olmuş
"uyan" dedi bir ses "uyan o burada
" uyandım aradım bulamadım
suçum neydi? neden böyle oldu?
bu sabah bir umut var içimde; nasıl olsa geri gelirsin diye her şey yerli yerinde yine bu sabahların bir anlamı olmalı
koltuğuna senin kıvrılıp hayalinle uyumuşum
camlar açık kalmış ürperirken sabah olmuş
"uyan" dedi bir ses "uyan o burada"
bağıra çağıra söylüyorum.çok da seviyorum.
kızlar da söylüyor/du..
o sabah hariç...
16 Eylül 2009 Çarşamba
bal var benim parmaklarımda :)
geçen gece sabaha karşı 4 suları..
doğam uyanmış.sohbet ediyoruz yatakta, kıkırdayarak...
sonra uyumaya karar verdik.
doğam her zamanki gibi parmaklarını ağzına soktu.
aramızda geçen diyalog beni çok etkiledi, unutmadan;
-annecim bu parmaklar çok mu tatlı?, dedim.
-bal var benim parmaklarımda, dedi
minik pembiş surat gülümseyerek ve o kadar masum o kadar korumasız o kadar narin
söylemişti ki, hem güldüm hem de bu hassasiyeti içime işledi, yazamadan edemedim..
doğam uyanmış.sohbet ediyoruz yatakta, kıkırdayarak...
sonra uyumaya karar verdik.
doğam her zamanki gibi parmaklarını ağzına soktu.
aramızda geçen diyalog beni çok etkiledi, unutmadan;
-annecim bu parmaklar çok mu tatlı?, dedim.
-bal var benim parmaklarımda, dedi
minik pembiş surat gülümseyerek ve o kadar masum o kadar korumasız o kadar narin
söylemişti ki, hem güldüm hem de bu hassasiyeti içime işledi, yazamadan edemedim..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)