30 Haziran 2008 Pazartesi

neler yaptık,neler...

son günlerde balkuşumun yaptıklarını sayfasına yazamadığımı biliyorum.yazdığımda da hangisini önceliklendirip yazacağım konusunda tereddütler yaşadım.
neler mi yaşıyoruz. özellikle servis güzergahını değiştirttik.böylece eve yarım saat erken gelebiliyorum.gelir gelmez de herikisini de hazırlayıp hemen parka gidiyoruz.nasıl mutlu oluyorlar,nasıl heyecanlanıyorlar anlatamam.
ırmak,heyecandan zıplıyor,doğam ise -kurulmuş,yerinde bir saniye durmayan o pembiş surat var ya-o hareketli bebiş gidiyor ve benim onun giyisilerini geitrmemi bekliyor.
sakin sakin..inanılır gibi değil değil mi?:)
biri kucağımda diğeri elimi tutarak uzun bir süre yürüyoruz.parkta ise kayılan yerden mi çıkmıyorlar, tırmanmıyorlar,neler yapıyorlar neler...
dönüşte de alışveriş yapıp evimize dönüyoruz.sırayla banyolarını yaptırıyorum. öyle sakin sıralarını bekliyorlar.doğam sudan çok keyif alıyor.ırmak ne kadar dikkat etsem de gözüne gelen sudan çok rahatsız.mızırdanıyor ama sonra bu keyfe,oyuna dönüşüyor.
-anne gözüme sabun gedi...
-geldi mi? :)))
-evet....
o zaman duşu yüzüne tutuyorum ki başlıyor gülmeye,kıkır kıkır...
bunun tekrarlanması için yine aynı şeyi söylüyor.
yine duşu yüzüne tutuyorum. gülüşüyoruz.bu banyo sonuna kadar böyle devam ediyor...
sonra uyku faslı.önce doğam uyuyor.onu uyuttuktan sonra ırmakçım ya salata ya meyve yedikten sonra çok şükür-üç gecedir,hiç aksatmadan-beraber yatağına yatıyoruz.ona masallar anlatıyorum.seviyorum seviyorum...mışıl mışıl uyuyor...öpüp koklayıp ayrılıyorum yanından ...
buradaki tatsız olan tekşey sabaha kadar çok terliyorlar...bir ırmakçımın bir doğamın üzerini değiştirmekten neredeyse gecelerim uykusuz geçiyor....çıplak yatırıp yatırmamakda kararsızım...o kadar çok yani...
cuma akşamı parka götürmedim.onun yerine balkonu düzenledim,hazır bakıcı evdeyken,onların yanındayken diye...
oyun evi yaptım onlara,balkonu yıkadım,kuruladım,halı da serdim yere...misler gibi oldu..çiçeklerimiz de camın kenarında...dün oyuncaklarımızı alıp oyun oynadık,yetmedi parka gittik...
ırmak bir ara salıncakta sallanırken içime doğmuş gibi,
-annecim iyi misin? dedim.
-midem bulanıyo,ateşim vaaa..demez mi,
aldım hemen, onu da doğayı da, doğru eve...yolda da su içirdim.
-bi yudumcuk daa veei misin annecim...
dedi...bir yudumcuk :)) daha içti sudan.
neyse kusma-ishal filan yok ama rengi gitti biranda..
ben de çok korktum ama maşallahı var kuşumun,çenesi hala çok sağlam :))))
hasta ama konuşmasına bir etkisi olmadı...:)))) bıcır bıcır...ta ki yatana karar.hatta babasını aradı
-baba geeeel..ben çok hasta oodum...
babası da geldi.geldiğinde beklediği kadar hasta olmadığını görünce şaşırdı tabii...ikisi de annemi istiyooz...anne....diye bana soluk aldırmadıklarında,
ama şimdi ben ağlıyacağım annecim,izin verirseniz bir duş alayım...lütfen tamam mı, diyerek içeride bir bağırtı-cıyaklama "sessizliği"bırakarak on dakikalığına ayrıldım ama elim ayağım titreyerek....biran önce susmalarını dileyerek..

babamız eve erken geldiğine geleceğine pişman oldu :)))

doğam mı?
iki gündür,ne zaman bana seslenmek istese
-anne, anne diyor.önce mem-me nin , sonra annişin yerini şimdi anne aldı:))) yakında ırmak gibi sema diye seslenmeye başlar...çok mutluyum...büyüdükçe daha bir keyifli mi oluyor ne?
hele birlikte oyun oynamak, ayrı bir keyif...
sağlıkla kalın,mutlu kalın :)
şimdilik bizden bu kadar...

Hiç yorum yok: